h. nazan ışık—

20 July 2012—

Premiere Brazil! New York seyircilerine hem tanınmış hem de yeni Brezilyalı film yönetmenlerinin filimlerini tanıtan bir festival. 10uncu yılını kutlayan, The Museum of  Modern Art ve Rio de Janeiro Uluslarlarası Film Festivali’nin beraber düzenlediği yıllık Premiere Brazil! festivali bu yıl 12 Temmuz’da başladı ve 24 Temmuz’a kadar sürecek.

Seride 13 film var.  Kimi daha özel konulara yönelik  kimi ise yalnızlık duygusu, kimliğini keşfetmek ve kabullenmek, sevgi gibi daha evrensel konulara yönelik.

Selton Mello’nun ortak yazdığı, yönettiği ve başrolü oynadığı “O Palhaço (The Clown)” kendini anlamak, bulmak konusunda son gördüğüm en iyi filmlerden biri.

MoMA
Yönetmen/Aktör Selton Mello  “O Palhaço”  filminde

Benjamin (Selton Mello) ve babası (Paulo José) sahipleri olduğu küçük , daha çok kırsal bölgelere giden gezici bir sirk olan The Circo Esperança (Circus Hope)’da palyaçodurlar. Benjamin yaptığı işten pek mutlu değildir, “benim işim insanları güldürmek, ama beni kim güldürecek” diye düşünür.  Eski doğum cüzdanından başka hiç bir kimlik kartına sahip olmayan Benjamin değişik bir yol denemeye karar verir. Değişik insanlarla tanışır, çeşitli işlerde çalışır ve sonunda ne yapmak istediğine karar verir.  Sadece konu ve konunun sunuluşu ile değil, güzel çekimleri,  kare içinde herşeyin, herkesin başarı ile düzenlenmiş  koreografi ile hareketleri,  unutulmaz müziği ile hafif ama derin, komedi ve drama karışımı bir film.

Eryk Rocha’nın filmi “Transeunte (Passerby)” yalnızlık hissi, eskiyi hatırlama ve yeni hayat içinde kendini bulma gibi gene evrensel bir konuyu işleyen diğer film seride.  Siyah-beyaz çekilen film 60 küsür yaşındaki emekli Expedito’nun (Fernando Bezerra) çiçek alıp ölen karısının mezarını ziyareti ile açılır.  Evdeki yalnızlığı, ve sokaklarda devamlı yürümesi Expedito’nun hayatıdır.  Çok yakın detay çekimleri, O’nun ne aradığını, özlemlerini bize getirir.  Hemen hemen hiç konuşmanın olmadığı ve Expedito’nun hislerinin sokak sesleriyle, lokantada insanların birbirleri ile sohbetleri, kavgalarıyla, otobüste yanında oturan birinin cep telefonundaki metinle, ziyaret ettiği gece kulübündeki şarkı sözleriyle, devamlı yanında taşıdığı radyodan dinlediği şarkılarla,  bir sohbet programındaki soru ve cevaplarla anlatıldığı film serideki en iddialı filmlerden biri.

İnsan hayatının en önemli hatıraları bir şarkı ile özetlenebilir mi?  Belgesel yapımcı  Eduardo Coutinho’nun filmi “As Cançöes (Songs)” buna cevap veriyor.  Filmin tek sahnesi ve tek mobilyası görüşmeye katılan misafirin oturduğu sandalye.  Yönetmenin kamera arkasından sesi duyulur kısa sorularla, ve gerisini misafir tamamlar konuşmayla, şarkıyla…Konular gene evrensel: sevgi, aşk, kalp kırıklığı, hatıra, kayıp, pişmanlık, hayat, ölüm, kurtuluş gibi.

Daha fazla bilgi için link:

http://www.moma.org/visit/calendar/films/1283

© h. nazan ışık

http://www.turkishny.com/h-nazan-ik/24-h-nazan-ik/95424-premiere-brazil-2012-brezilya-filmleri-momada#.UggwLbzlWVw