h. nazan ışık—
18 May 2015—
Hiç ötekileştirilmeden, dışlanmadan azınlık olmanın hissini yaşadınız mı? Hikayem bu deneyimle ilgili.
Valla, benim hiç haberim olmayacaktı eğer Türkiye’den gazeteci –ya da eski gazetecilerden- arkadaşım Nilây bana yollamasaydı e-postada.
“HDP NY Seçim Şenliği” başlıklı bir duyuru ve “Hadi git bak bakalım neymiş” dedi.
Okudum duyuruyu. “Seçim Şenliği” 17 Mayıs, Pazar günü olacakmış. Selahattin Demirtaş , Filor Uluk Benli ve Turgut Öker canlı bağlantı ile konuşacaklarmış. Müzik, eğlence, yemek de varmış. Herşey iyi hoş ama, tek sorun, etkinlik New Jersey’de bir okulda yer alacakmış. Hem de New Jersey’nin hiç bilmediğim bir yerinde….
Aah! Araba yok, gidemem, derken “Ulatışım sağlıyoruz” yazısı ilişti gözüme. Hemen aradım verilen telefon numarasını detaylı bilgi için.
Bir makina çıktı karşıma “Adınızı söyleyin, Google erişmeğe çalışır” gibi birşey söyledi. Verdim adımı, bu kez mesaj bırakmam için başka bir yere bağlandım. Kapattım hemen. Yanlış numara çevirdim düşüncesiyle tekrar aradım. Gene aynı mesaj. Gene adımı verdim. Gene başka bir yere bağlandım mesaj bırakmak için.
Bıraktım mesajımı: “ “Ulaşım sağlarız” diyorsunuz, ama size ulaşmak zor. Ben nazan, telefon numaram….” dedim, kapattım.
Beş dakika geçmeden arandım. Canlı, ama yumuşak sesli bir bayandı telefonda. Adı Hülya imiş.
Hülya sordu: “Nereden duydunuz şenlik haberini?”
“Türkiye’den bir gazeteci arkadaş yolladı.” dedim. Sanıyorum şaşırdı biraz.
Neyse, ulaşım hakkında gerekli bilgileri aldım. Arabasızlar için bir minibus tutulmuş.
Pazar günü gittim minibüsün kalkacaği yere. Ben daha önceden yer için aramadiğimdan biraz erken gittim. Pekçoğu benden önce gelmiş bile.
Elinde gideceklerin listesi olan kişiye yaklaştım: “ Ben listede yokum” dedim.
Büyük, sıcak tebessümle “Hiç önemli değil, başımızın üstünde yeriniz var” dedi.
Arabanın dışında 7-8 kişi vardı, hemen yaklaştılar, kendilerini tanıttılar. Anladım ki hemen hemen hepsi birbirlerini tanıyorlardı.
New Jersey’e geldik. Etkinliğin yer aldığı yer özel Ermeni okulu idi. Masalar, müzisyenler için sahne, pist, arka tarafta yemekler için uzun masalar, canlı görüşme için perde herşey hazırdı. Ben, genç bir hanımın oturduğu bir masaya oturdum. O’nu arabada da görmüştüm zaten,
Hanım kendini tanıttı: “Ben …. Yarı Ermeni, yarı Süryaniyim”
“Ben nazan” dedim.
Sonra masaya orta yaşlı, aileler de katıldı. Bazı erkeklerin yakasındaki Amerikan bayrağı ve (tanımadığım) başka bayraktan oluşan iki bayraklı rozet dikkatimi çekti. New Jersey’de yaşayan Ermenilermiş, hepsinin Türkçesi benimkinden iyiydi. Sohbet ettik.
Telefonda konuştuğum Hülya çıktı mikrofona “ Arkadaşlar hoşgeldiniz. Şenliği başlatalım mı, hazır mıyız?” dedi.
Alkışlardan sonra devam etti: “HDP kimlerden oluşuyor; Genç, yaşlı, işci, …., Ermeni, Kürt, Alevi, Süryani! (ses kayıt çihazı yoktu yanımda herşeyi kaydetmek için, bunlar notlarımdan). Iki konuşmacımız var sizinle sohbet edecek ve sorularınızı canlı bağlantı ile cevaplayacak. İstanbul milletvekili adaylarından Turgut Öker (Öker’in Facebook sayfasındaki bilgi “Turgut Öker 2002 yılından beri de Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyon’u (AABK) Genel Başkanlı’ğını yapıyor” der.) ve Filor Uluk Benli (http://www.milliyet.com.tr/100-yildonumunde-3-ermeni-aday -gundem-2041154/).
Konuşmalar yapıldı. Sıra yemek yemeğe geldi. Şimdiye kadar burada yediğim en yumuşak tandır, annemin yemeğini hatırlatan en lezzetli patlıcan közlemesi, patlıcan salatası diğer lezzetli yemekler arasındaydı. Yemekler New Milford, New Jersey’de Toros lokantasından gelmiş. Kartını almadan yapamadım.
© h. nazan ışık
HDP NY Seçim Şenliği’nde Selahattin Demirtaş Video mesajı ile katılanlara seslendi.
Sonra Selahattin Demirtaş’ın video mesajı dinlendi ve şenlik başladı. Ozan Aksoy Quarted, Ali Koçyiğit, Demet Arpacık ve DJ Harry’nin müziğiyle herkes eğleniyordu. Bazı sarkılar Kürtçe idi, bazıları başka dilden, ve bilenler şarkılara katılıyordu. Ben de dinlemekle yetindim. Sonra Soso Kardeşler geldi sahneye davul ve zurna ile. Bunlar havayı canlandırmayı, insanları çoşturmayı çok iyi biliyorlardı. Sahne değil, pistte idiler, halay çekenlerin sayısı gittikçe arttı, ve benim gibi Masada oturanlar masaları geri itmek zorunda kaldık. Tanışmak istedim Soso kardeşlerle, tebrik etmek istedim kendilerini. Hüseyin ve Mesut Soso baba-oğulmuş meğer. Ne alçak gönüllü insanlardı…
© h. nazan ışık
HDP NY Seçim Şenliği’ne katılanlar Soso Kardeşler’in müziği ile halay çektiler.
Program bitti, arabası olanlar gitti. Biz arabasızlar minibüsü beklerken konuşuyorduk. Öğrendimki çoğu değişik konularda Doktora öğrencileriymiş . Birçok kişiyle tanıştım, kartlar değiş tokuş edildi, sohbet derinleşti. Hatta birkaç kişi bana Kürtçe ile Türkçe gramer yapısını karşılaştırarak Kürtçe öğretmeğe başladılar.
Sonra konuşma kökenimize geldi. Çoğu “Ben Kürtüm” dedi, bazıları “Ben Aleviyim”, kimisi “Ben Ermeniyim”, birkaçı da “Ben Süryaniyim” dediler.
Bana sordular. “Ben Türküm” dedim.
“Iyi ama aslın nereden” dediler.
Ben : “Bizim evde, ben büyürken hiç böyle birşey duymadım. Hep Türküm diye geçti. O zaman ben Türk Türk’müyüm?” dedim.
Sonra benim adım “Saf Türk” oldu. Güldük.
Hiç ötekileştirilmeden, dışlanmadan azınlık olmanın hissini yaşadım.
© h. nazan ışık
Foto: © h. nazan ışık. All rights reserved