NEW YORK FİLM FESTİVALİ 2015 (Açılış, Merkez ve Kapanış Geceleri filmleri) (Part 2) 2

h. nazan ışık—

26 Eylül 2015—

Film Society of Lincoln Center’ın (FSLC) düzenlediği New York film Festivali (NYFF)’nin bu seneki festival seçim komitesi, Kent Jones, Dennis Lim, Marian Masone, Gavin Smith ve Amy Taubin festivalin açılış , merkez ve kapanış geceleri –ki seyirci getirecek en önemli geceler- için üç tane biyografi filmi seçmişler.

Açılış gecesi filmi Robert Zemeckis’in yönettiği The Walk dan bir önceki yazıda bahsetmiştim.

 

THE WALK (Açılış gecesi filmi)

thewalk                     Joseph Gordon-Levitt “The Walk” filminde  (FSLC)

Ünlü Fansız ip cambazı Philippe Petit’nin 7 Ağustos 1974’de New York’ta Dünya Ticaret Merkezi (World Trade Center)’nin İkiz Kuleleri arasında izinsiz gerdiği ip/tel üzerinde yürümesini konu alıyor. Tabii oraya gelinceye kadar (Joseph Gordon-Levitt’in canlardırdığı) Petit’nin nasıl ip cambazı olduğunu, İkiz Kuleler fikrinin kaynağını, ve bütün hazırlıklarını, güçlüklerini ve gerçekleşmesini 3D olarak perdeye getirdi.

Neden The Walk açıyor festivali? Ilk neden: New York’la ilgili bir film. Tkinci neden: 3D, Üçüncü neden: Festival 25 Eylül’ de başlıyor, ve–umarım yanılıyorumdur- 11 Eylül New York için çok önemli bir tarih.

 

STEVE JOBS (Merkez film)

Gene aynı soruyu soruyorum kendime: Neden bu film seçildi merkez filmi olarak.?

stevejobs-7x4                                         Michael Fassbender Steve Jobs filminde (FSLC))

Ilk akla gelen cevap: Apple Inc. kurucularından, yönetim kurulu başkanı Steve Jobs 5 Kasım 2011’de ölmüştü. NYFF’nin merkez filmi 3 Kasım Cumartesi günü gösteridi. Ikinci cevap: Oyunculardan Steve Jobs’ı oynayan Michael Fassbender (Hunger, Shame, 12 Years a Slave) ve Kate Winslet (Titanic, Little Children, The Reader, Carnage), Yönetmen Danny Boyle (Slumdog Millionaire ) ve senarist Aaron Sorkin (The Social Network) NYFF’ne yabancı olmayan ve seyirci getirebilecek isimler.

Eğer filmin ismi bir kişinin ismiyse o filmi biyografi olarak kabul edip ne kadar ciddiye almalı bilemiyorum. Hele o kişi ölmüsse. Hele o kişi film hakkında birşey diyemeyacakse.

Walter Isaacson’un yazdiğı biyografiye dayanarak senaryosunu Aaron Sorkin’in yazdığı Steve Jobs filmini biografik film mi biyografikal dram filmi mi yoksa yarı belgesel film olarak mı tanımlamalı bilemiyorum. Aaron Sorkin daha önce Facebook’un yaratılışını, kurucularını ve özellikle Mark Zuckerberg’I ve karşılaştıkları problemleri konu alan The Social Network’ üde yazmıştı.

Danny Boyle (Trainspotting, Slumdog Millionaire, 127 Hours) nin yönettiği Steve Jobs 1984’de Macintosh, 1988’de NeXT ve 1998’de iMAC’in tanıtımından önce sahne arkasındaki hareketleri anlatan üç bölümlük bir fiim.

 Film 1984 yılında Macintosh’un tanıtılmasına çok az zaman kalmış, herşey, herkes hazır, halk tiyatroya gitmek için beklerken sahne arkasında Steve Jobs (Michael Fassbender) “bilgisayar “Merhaba” demeli. Bunu hemen halledin” diye bağırmaktadır. Ve en büyük lafı da “ Geç olamayız”Herkes koşuşmağa başlar. Bu arada eski sevgilisi Chrisann Brennan (Katherine Waterston) ve Jobs’ın kabullenmediği kızı Lisa ile beraber Jobs’dan para istemek icin için beklemektedir. Jobs konuşmak istemez, ama Jobs’ın asistanı Joanna Hoffman (Kate Winslet) birsürü gazetecinin hazır olduğunu ve Chisann’ın onlarla konuşma olasılığını hatırlatınca Jobs konuşur. Bu ara Lisa bilgisayarda oynarken resim çizer. Jobs o’nu kayıt eder. Bir ara kızı Lisa, Macintosh Lisa diye isimlendirilen bilgisayar için “Benim adımımı verdin?” diye sorar. Jobs: “Hayır, sadece tesadüf,” der ve L.I.S.A. harflerininden oluşan uzun teknik bir isim söyler.

Ikinci bölüm NeXT’in tanıtımından önce gene sahne arkasında hızlı konuşmalar, koşuşturmalarla geçer. Lisa daha büyümüş babasına devamlı NeXT hakkında sorular sormaktadır. Jobs: “cevabını biliyorsun, ama gene soruyorsun, sen neden okulda değilsin” der. Jobs Joanna’ya sorar: “Lisa cevabını bildiği şeyleri soruyor hep, neden?” “Sana senin ilgilendiğin şeyle ilgili sorular soruyor, sen de o’na o’nun ilgilendiği bir şey sor” der.

Aradan on yıl geçmiş, ve Steve Jobs iMAC’I tanıtmak için hazırdır . Bütün koltuklar dolmuş, halk ve gazeteciler beklemektedir. Steve Jobs Lisa ile konuşmak ister. Lisa itemez. Joanna bulur ve getirir Lisa’yı. Jobs Lisa’nın yaptığı herşey ile ilgilenmektedir. Lisa ve Joanna geç kalacağını hatırlatırlar, Jobs herkesin, dünyanın bekleyebileceğini söyler …kızı ile konuşmak daha önem kazanmıştır.

Tabii film Steve Jobs’ın sadece kızı Lisa [(Makenzie Moss (5 ), Ripley Sobo (9) ve Perla Haney-Jardina (19 yaşında iken)]ile olan ilişkisi değil. Apple’in kurucularından Steve Wozniak (Seth Rogen), mühendis/programcı Andy Hertzfeld (Michael Stuhlbarg), John Sculley (Jeff Daniels), ve en önemlisi asistanı Joanna Hoffman (Kate Winslet) la ilişkilerini inceler. Jobs’ın hayatı, Wozniak ile garajda bilgisayar yaratmaları, Jobs’ın Apple’dan kovuluşu ve sonra tekrar gelişi, Jobs’ın ne kadar acımasız olduğu…..anlatılır.

Son sahnede kızı ile olan ilişkisi değışmiş, daha doğrusu Jobs değişmiş olarak gösterilir. Bu Jobs’ın herkesle, çalıştığı insanlarla olan ilişkisinin değiştiği anlamına mı gelir????

Nasıl diyeyim “yürü ve konuş/ hem yürü hem konuş” kuralına uygun filmde çok laf etmek, ve hızlı konuşmak, ve devamlı hareket etmek ağır basıyordu. Ve kameranın Jobs’ın etrafında dönmesi, takip etmesi yorucu ve bazan da sıkıcı idi. Acaba yönetmen Boyle ve senarist Sorkin bize Jobs’ın etrafındakilerin, onunla çalışanların nasıl hissettiğini mi anlatmağa, hissettirmeğe çalışıyorlardı diye düşündüm.

 

MILES AHEAD (Kapanış gecesi filmi)

Jazz dünyasında ünlu trompetçi, bestekar Miles Davis’in hayatını, daha doğrusu hayatından bir parça’yı anlatan bir film. Davis’in ölüm tarihi 28 Eylül 1991, ve festivalin kapanış tarihi 11 Ekim. Yeterince yakın!

milesahead-7x4                                         Don Cheadle “Miles Ahead” filminde (FSLC)

Don Cheadle’ın yönettiği, Miles Davis’i oynadığı ve Steven Baigelman’la senaryosunu yazdığı “Miles Ahead” alışılmış biyografi filmlerinden farklı. Film 1970 ‘lerin ikinci yarısında başlar. Davis’in halktan uzaklaşmış, dünyadan elini ayağını çekmiş , evini sığınak yapmış olduğu dönem. Sadece sesini duyduğumuz bir gazeteci sorar: “ Bu son 6 sene içinde neler yaptınız?” Daha çok uyuşturucu madde kullandığı, müzik yapmadığı bir dönem bu.

Birgün, “Rolling Stone” muhabiri olduğunu iddia eden Dave Braden (Ewan McGregor) gelir kapısına. Röportaj yapmak istediğini söyler. Kendisi ‘tam kapıdan kovuldu, pencereden girdi’ tipinde inatcı biri. Ama asıl amacı Davis’in kaydedilmiş eski kasetini çalmaktır. Kasedi çalmak isteyen sadece o değildir. Aynı amaca sahip bir plak firması çalar kaseti. Ve ondan sonra bazı geriye dönüş sahnelerinin dışında film uyuşturucu madde kullanimı, kavga, döğüş, tabanca, araba ile kovalama ile geçer….

Filmdeki en iyi sahneler geriye dönüş sahneleri. Örneğin Frances Taylor (Emayatzy Corinealdi) ile tanışması, evlenmesi.

Don Cheadle gayet başarılı oyuncu. “Hotel Rwanda” filmi ile Oscar’a aday gösterilmişti. “Ocean’s Eleven”, “Ocean’s Twelve”, “Flight” oynadığı filmlere sadece birkaç örnek. “ Miles Ahead” filminde de görünüşü, oyunu ile Davis’i perdede çok iyi canlandırmış, ama film için sonuç basarılı demek yalan söylemek olur.

Üç filmden en ilginci açılış gecesi filmi “The Walk”. En azından Ikiz Kuleleri ve New York’u (eğer helikopterden görmediyseniz daha önce) hiçbir şekilde göremeğeceğimiz manzarayı 3D olarak tekrar yaratmış.

© h. nazan ışık /NKENdiKEN