New York Film Festivali 2015 (NYFF) bugün “The Walk” ile açıldı. En iyi seçim miydi festivali açacak?

h.nazan ışık—

26 Eylül 2015—

New York Film Festivali (NYFF) (25 Eylül-11 Ekim) bugün Robert Zemeckis’in filmi The Walk ile açıldı. Bu festival New York’un en saygı değer, eski festivallerinden biri ve 53. yılını kutluyor. NYFF 53 25 Eylül’de başlamasına rağmen açılış gecesi filmi “The Walk” 26 Eylül Cumartesi günü gösterildi.

The NYFF 2015 opening movie THE WALK poster in front of Alice Tully on the opening night© h. nazan ışık

NYFF 2015’in açılış gününde “NYFF 53” yazısı Alice Tully Hall’un camlarında görülürken , bir gün için tiyatronun önündeki bütün panolarıda THE WALK afisi süsledi.

Gene düşünüyorum neden festival bu filmle açıldı diye. Filmin konusu muydu, yoksa yönetmenin meşhur olması mıydı önemli olan. Beraber bakalım.

Kesinlikle herkes görsel efektlerle bilinen ve tanınan filmin yönetmeni Robert Zemeckis’i daha önce yaptığı filmlerle hatırlar. ‘Forrest Gump’, ‘Back to the Future’, ‘Cast Away’, ve 2012 NYFF kapanış filmi ‘Flight’ bunlara bir kaç örnek.

Ve 3D olan ‘The Walk” Zemeckis’in listesine eklenecek bir film daha.

thewalkFoto: Film Society of Lincoln

Philippe Petit rolünde Joseph Gordon-Levitt “The Walk” filminin bir sahnesinde.

Film “Gerçek hikaye” yazısıyla başlar. Doğru, çünkü hikaye 1974 de Fransız ip cambazı Philippe Petit’nin New York’ta Ikiz Kuleler’in arasına izinsiz ip/tel gererek bir kuleden öbürüne yürüyüşünü konu alır.

Film Philippe Petit rolünde Joseph Gordon-Levitt’in kameraya, seyirciye bakarak “Neden, niçin ipte yürüyorsun?” Bana ençok sorulan soru bu! “Neden ölümü riske alıyorsun?” sözleriyle ve arkada Ikiz Kuleler’i içine alan New York manzarası ile açılır. Petit elindeki küreyi döndürür ve film siyah-beyaz Paris ile devam eder.

Ama o ünlü, olağan üstü yürüyüşü 3D görmek için epey beklemeniz gerekiyor. Çünkü önce Petit’nin hayatı, nasıl ip cambazı olduğu, İkiz Kuleler fikrinin kaynağı ve rüyasının gerçekleşmesi Petit tarafından anlatılır, ve nihayet yerden 400 metre yükseklikte İkiz Kuleler’in tepesindeki yürüyüş başlar.

Daha önce 2008 yılında James Marsh’ın Oskar ödülü alan “Man on Wire /Teldeki Adam”  isimli belgeselini gördüyseniz, zaten yürüyüşün nasıl sonuçlandığını biliyorsunuzdur. Yani “The Walk” un sonunuda biliyorsunuz. Tek geriye kalan yürüyüşü 3D seyretmek kalıyor… Değer mi? Cevabı size bırakıyorum.

Ben başka bir konuya, filmin gösterilmesinin zamanlamasına değinmek istiyorum. 11 Eylül New York’lular için önemli bir tarih. İkiz Kuleler’in yıkılması ve binlerce insanın öldüğü günün hatırlandığı bir tarih. Sabahleyin törenler oldu, isimler okundu, çiçekler, bayraklar kondu kaybedilen isimlerin yanına. Aksam üstü tekrar gittim anıtın olduğu yere. 20 küsür yaşlarında bir genç ve 50 lerinde bir erkek, bir ismi kağitla ve kara kalemle kopya ediyorlardı.

Ne yaptıklarını sordum. “ Annem. Her yıl gelip, sevdiği çicekleri koyup, adını kopya ediyoruz. Her sene yapıyoruz bunu,” dedi genç erkek.

“Kaç yaşındaydın 2001’de , ne hatırlıyorsun annenden? sordum.

Genç erkek: “Kokusunu, gülüşünü, sesini hatırlıyorum. Ben 6-7 yaşımdaydım annem öldüğünde,” dedi.

Konuşmağa, hatırladıklarını anlatmağa ihtiyaçları vardı sanırım, babası devam etti ne kadar özlediklerini, nerelere gittikleri, hangi yemekleri çok lezzetli pişirdiğini, iyi giyinmeğe özen gösterdiğini anlatmağa. Kendisi takim elbise içindeydi ve gülümserken gözlerinde yaş vardı.

“Filme meraklıysanız, New York Film Festivali 25 Eylül’de “The Walk” filmiyle açılacak. Film İkiz Kuleler’in yıkılışı, ya da 11 Eylül ile ilgili değil, 1974 de Fransiz ip cambazı Petit’nin meşhur yürüyüşü hakkında, üstelik 3D. “

“25 Eylül mü?”

“Evet. 3D. Gidermisiniz görmeğe?” sordum.

“Eğer yazın, ya da kışın olsaydi belki. Ama 25 Eylül, 11 Eylül’e çok yakın. Hem de çok yakın! Neden NYFF bunu açılıs filmi yaptı? En azından ortalarda , sonuna doğru gösterseydi! Çok yakın!!!? dedi baba.

Başka soru sormadım.

© h. nazan ışık / NKENdiKEN

Foto © h. nazan ışık — NKENdiKEN