h. nazan ışık—
5 Eylül 2016—
Geçtiğimiz hafta kutlanacak olaylarla dolu bir haftaydı. 5 Eylül Pazartesi gecesi Karayip kültürünü kutlayan J’Ouvert , ki gece Karayip karnavalının resmi başlangıcı olan sokak festivali, Pazartesi günü West Indian Day Parade, Karayipler ya da Batı Hint Adaları geçit töreni ve festivali, 9 Eylül Cuma günü sabah Federal Ajanların 11 Eylül 2001’den sonra tekrar One World Trade Center’a dönmelerinin haberi ve kutlanması, öglen 11 Eylülde ölen polis memurlarını anma töreni, Cumartesi günü “Labor Day “ işci bayramı geçit töreni, US Open Tennis turnuvası, Moda haftası bunlar arasında. Ve Pazar günü 11 Eylül 2001 de hayatlarını kaybedenlerin hatırlanması ile hafta bitti.
Şimdiye kadar gece yarısı sokak festivali J’Ouvert kutlamasına hiç katılmamıştım. Hele geçen sene iki kişinin-biri tabanca , öbürü bıçaklanarak- öldürüldüğünü duyunca gitmediğime memnun olmuştum.
Bu sene Mayor Bill de Blasio ve Polis Komiseri William Bratton J’Ouvert festivalinin eklenen sokak ışıkları ve polis memurları ile emin olacağı hakkında basın toplantısı yapınca Jamaikalı gazeteci arkadaşla gitmeğe karar verdim.
J’Ouvert resmen sabaha karşı 4:00’de başlayacaktı, ama öğrendiğim kadarıyla halk çok daha önceden bir araya geliyorlarmış.
Ben 4:00 de gittim. Koyulan sokak lambalari ile sanki gündüz gibiydi.
© h. nazan ışık
Her yerde de polis vardı.
Ne bulacağımı bilmiyordum. Ilk gözüme ilişen maskeli insanlar
Ve kendilerini boyayan geçler oldu.
Ben etrafa bakarken genç bir kadın yaklaştı “Size yardım edebilir miyim, yalnızmısınız?” dedi. “Bir arkadaşla buluşacağım.” dedim. Tam o sırada arkadaştan telefon geldi, “Hastayım, gelemeyeceğim” dedi. Başka fotoğrafcı arkadaşa telefon ettim. O’nunla buluşmak için anlaştık. Genç kadın “Yalnız olmamalısınız, dikkatli olun, kalabalığın içine girmeyin, arkadan yürüyün, herkes herkese boya atar, sonra talk pudrası atarlar” diye beni ikaz etti.
Herkes geçite katılan bandolardan gelen muzik sesiyle dans etmeğe başlamıştı bile.
Benim ikinci bulusacağım arkadaş beni buldu, ama çalışması gerekiyordu ayrıldık.
Ve ben yardım teklif eden genç kadının ikazı aklımda, yalnız yürümeğe başladım.
Maske, maske ve boyalı vucut en çok gördüğüm şeydi.
Nereye baksam, boyaya bürünmüş dans eden insanlar gördüm. Onların dansı biraz değişik. Kız yürürken, ya da kendi kendine dans ederken arkasına bir erkek yaklaşıyor ve beraber o pozda dans ediyorlar.
Her yerde “Alkole, içkiye izin yok” yazıları ve polis vardı. Buna rağmen bir vagonun içinde içki satılıyordu. Yerler her türlü boş içki şişeleri ile doluydu.
© h. nazan ışık
“Hani içki yoktu” dedim bir polise. Omuzarını kaldırdı, güldü. “Bu festivale annenin, karının, kızının, kız kardeşinin yalnız gelmesine ne dersin?” sordum. “Hiç bir şekilde tavsiye etmem,” dedi.
Artık sabah olmuştu. Her yerde sarhoş, ve
Ve de heryeri tuvalet olarak kullanan gençler…. görmek mümkündü.
Bütün koruyucu tedbirlere rağmen sonra öğrendik ki iki kişi tabanca ile öldürülmüş ve dört kişi de yaralanmış. Ilk tabanca atışı 4:00’den önce olmuş.
Fotoğraflar/Photos © h. nazan ışık / NKENdiKEN.com Her hakkı saklıdır/ All rights reserved.
© h. nazan ışık